ANLATIM BOZUKLUKLARI KONU ANLATIMI
Anlatım bozuklukları şu başlıklar altında incelenebilir:
A. Anlamla ilgili yanlışlar:
I. Yanlış anlamda kullanılan sözcükler
II. Gereksiz sözcükler
III. Çelişen sözcükler
IV. Yanlış yerde kullanılan sözcükler
B. Biçimle ilgili yanlışlar:
I. Yüklem yanlışları
II. Özne yanlışları
III. Tümleç yanlışları
IV. Tamlama yanlışları
V. Yapıları yanlış olan sözcükler
1. YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN SÖZCÜKLER
Anlamca ya da sesçe birbirine yakın olan sözcüklerden, deyimlerden biri yerine yanlışlıkla bir
diğerinin kullanılmasından kaynaklanan bozukluklardır. Böyle bir bozukluğun bulunduğu cümlelerde sözcük, cümlede iletilmek istenen yargıya uymaz:
Verilere göre enflasyonun yükseleceğini savunuyor.
“Savunmak” sözcüğü “müdafa etmek” anlamındadır Burada “iddia etmek” anlamında “ileri sürmek”kullanılmalıdır.
İlimizdeki müze sonunda hizmete açıldı.
Müze, bir otel, lokanta gibi hizmet veren bir kuruluş değildir. Bu yüzden “hizmete” açılmaz; ancak “ziyarete”açılır.
Öğrencilere dağıtılan tındıkların bozuk çıktığını öğrenince Bakan’ın etekleri zil çaldı.
“Etekleri zil çalmak” çok sevinmek anlamında bir deyimdir. Burada “etekleri tutuşmak” deyimi kullanılmalıydı.
ÖRNEK
Bu konuda gençleri azımsamak doğru değildir. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gereksiz sözcük kullanılması
B) Bir sözcüğün anlam bakımından yanlış kullanılması
C) Tamlamanın yanlış yapılması
D) Ekeylemin yanlış kullanılması
“Azımsamak” sözcüğü, nicelikle ilgili bir kavramdır. Bu yüzden cümledeki kullanımı yanlıştır.
Burada gençlerden söz edildiğine göre “az bulmak” anlamındaki sözcük değil de “küçümsemek” sözcüğünün kullanılması gerekirdi. Yanıt: B
ÖRNEK
Ülkemizde başarıyla gerçekleştirilen bu tür ameliyatlarda, ölüm şansı, Amerika’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır. Bu cümledeki bir sözcüğün yerinde kullanılmamasından doğan anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “tür” sözcüğü atılarak
B) “gerçekleştirilen” yerine “yapılabilen” sözcüğü getirilerek
C) “yapılanlardan” yerine “yapılan ameliyatlardan” sözü getirilerek
D) “şansı” yerine “olasılığı” sözcüğü getirilerek
Ölüm, bir “şans” olamaz. Bilindiği gibi du sözcük, olumlu durumlar için kullanılır. Öyleyse bu sözcük yanlış anlamda kullanılmıştır. Bunun yerine “olasılık” sözcüğü getirildiğinde bozukluk giderilmiş olur. Yanıt: D
II. GEREKSİZ SÖZCÜKLER
Aynı anlamlı sözcüklerin birlikte kullanılması veya cümlenin anlamına hiçbir katkısı olmayan
sözcüklere cümlede yer verilmesi anlatım bozukluğuna yol açar. Gereksiz sözcük, cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma veya daralma olmaz:
Yine o zaman da bazı milletvekilleri önergeler hazırladılar.
“O zaman da” sözcüğü, eylemin yinelendiğini belirttiğine göre “yine” sözcüğüne gerek yoktur.
Ancak uygulamada “ise” bu ayrıntılara hiç önem verilmez.
“Ancak” veya “ise” sözcüklerinden biri çıkarılmalıdır.
Fakat buna rağmen onlarla görüşmeyi kabul ettim.
“Fakat” ve “buna rağmen” sözlerinden biri gereksizdir.
Eve gelince önce ellerini yıkadıktan sonra sofraya oturmalısın.
“-den sonra” kalıbı, “yıkamak” eyleminin öncelikle yapılması gerektiğini bildiriyor. Öyleyse “önce”sözcüğüne gerek yoktur.
Bu yıl ÖSS sınavına girecek.
“ÖSS” kısaltmasının son ünsüzü zaten “sınav” sözcüğünü içerdiğine göre bu sözcüğün
kullanılmasına gerek yoktur.
Görüşmelerin olumlu sonuçlanacağını umut ediyoruz.
“Umut” sözcüğünün kökü “ummak” eylemidir. Bunu ad yapıp yardımcı eylemle kullanmak yerine“umuyoruz” biçiminde kullanmak doğru olur. Aynı anlama gelen, Farsça “ümit” sözcüğünün yardımcı eylemle kullanılmasından kaynaklanan yanlış bir alışkanlık.
1.”Kendi” sözcüğünün, özneyi pekiştirmek için diğer kişi adıllarıyla birlikte kullanılması, gereksiz kullanım sayılmamalıdır: Olayı ben kendim yaşadım.
2. “İle” ilgecinin birliktelik anlamıyla kullanılmasında, bu anlamı pekiştirmek için “birlikte” sözcüğüne yer verilebilir:
Annesiyle birlikte gitmiştir.
3. Bağ eylem yapan “-eli” ekindeki başlama anlamını pekiştirmek için “beri” sözcüğüne yer verilebilir:
Buraya geleli beri sizinle görüşmeye çalıştım
ÖRNEK
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Okula başladığımızdan beri birbirimizden hiç ayrılmadık.
B) Okula başlayışımızdan beri birbirimizden hiç ayrılmadık.
C) Okula başlayalı beri birbirimizden hiç ayrılmadık.
D) Okula başladığımızdan itibaren birbirimizden hiç ayrılmadık. YANIT:D
III. ÇELİŞEN SÖZCÜKLER
Bu kapsamdaki bozukluklar genelde kesinlik ve olasılık anlamlı sözcüklerin aynı cümlede
kullanılmasından kaynaklanır. Bu sözlerin birlikte kullanılması, anlatılmak istenenin ne olduğunun anlaşamamasına; ifadenin çelişkili olmasına yol açar:
Bu konuda kuşkusuz o da bir görüş belirtmiş olmalıdır.
“Kuşkusuz” sözcüğü kesinlik, “olmalıdır” sözü olasılık bildirmektedir. Anlatılmak istenen kesinlikse“olmalı” sözü, olasılıksa “kuşkusuz” sözü atılmalıdır.
Onlar İstanbul’a taşınalı aşağı yukarı tam sekiz yıl oldu.
“Aşağı yukarı” sözüyle “tam” sözcüğü anlatımda çelişkiye yol açmıştır.
ÖRNEK
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “tam” sözcüğü, altı çizili sözle anlamca çelişmektedir?
A) Tam üç yıl kocasının savaştan dönmesini beklemiş.
B) Tam beş milyara yakın birikmiş parası varmış.
C) işte bu ev tam bana göre.
D) Bu kolyeye tam kırk dolar ödedim.
“Tam” sözcüğü kesinlik bildirmektedir. B seçeneğinde “beş milyara yakın” sözlerindeki “yakın” sözcüğü ise yaklaşıklık bildirdiğinden bu sözler anlamca çelişmektedir. Yanıt: B
IV. YANLIŞ YERDE KULLANILAN SÖZCÜKLER
Sözcüklerin cümle içinde yanlış yerde kullanılmaları anlam bulanıklığına, farklı anlam yorumlamalarına yol açar. Özellikle niteleme, pekiştirme görevindeki sözcüklerin yanlış
yerde kullanılmalarından kaynaklanan bozukluktur:
Yeni kapıyı açıyordum ki telefon çaldı.
“Yeni” sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır. Yeni olan “kapı” değil, “açma” eylemidir; bu yüzden “yeni”sözcüğü eylemden önce kullanılmalıydı.
Bugün çok canım sıkılıyor.
“Çok” sözcüğünün yeri yanlıştır. “… canım çok sıkılıyor.” biçiminde kullanılması gerekir.
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse, ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir?
A) “sara nöbetlerine” sözü ile “ölüme” sözcüğü yer değiştirerek
B) “yol açabilir” yerine “neden olabilir” sözü getirilerek
C) “sara” sözcüğü kaldırılarak
D) “zarı” yerine “zarının” sözcüğü getirilerek
Cümleden, sara nöbetlerinin ölümden daha kötü bir durum olduğu anlamı çıkmaktadır,; çünkü “hatta”sözcüğünün bağladığı kavramlar arasında bir öncelik sırası vardır. Sözcüklerin yeri değiştirildiğinde bu bozukluk giderilir. Yanıt: A
ÖRNEK :Aşağıdakilerin hangisinde sözcüğün yanlış yerde kullanılmasından kaynaklanan bir bozukluk vardır?
A) Buraları, çocukluğumun geçtiği yerleri, görmek beni çok mutlu etti.
B) Demek ki kurallarla olmuyor yalnız bu işler.
C) Çocukluğumda öğrendiğim şarkıları nedense unutmadım.
D) Bu koca bebek, dediğini yaptırmak için nasıl da nazlanıyor.
B seçeneğindeki “yalnız” sözcüğünün yeri yanlıştır. Bu sözcüğün “kurallarla” sözcüğünden önce kullanılması gerekir. Yanıt: B
1. YÜKLEM YANLIŞLARI
Bileşik ve sıralı cümlelerde ortak yüklemin veya kişi ekinin cümlelerden birine uygun olmaması, ayrıca çatı, zaman uyuşmazlıkları yüklem yanlışlarına yol açar:
Ne sen beni unut, ne de ben seni.
Özneleri farklı kişilerden oluşan sıralı cümlelerde yüklem ortak kullanılamaz. İkinci cümle “… ben seni unut”biçiminde düşünülemez. Cümlenin sonuna “unutayım” yüklemi getirilmeli.
Çok az veya hiç konuşmadığı için toplumda fark edilemiyor.
Bu kez bileşik cümlede eylemsi (yan cümle yüklemi) ortak kullanılmış; fakat ilk bölüm bu eylemsiyle olumluluk-olumsuzluk yönünden uyuşmuyor. “Çok az konuştuğu veya hiç konuşmadığı…” biçiminde kullanılmalıydı.
Akşamları yanıma gelir, ülke sorunlarını konuşurduk.
Özneleri farklı kişilerden oluşan cümlelerde kip ve kişi ekleri de ortak kullanılamaz. Birinci cümlede“gelirdik” anlamı ortaya çıkmıştır; oysa bu cümlenin öznesi “o” dur. İlk yüklemin “gelirdi” biçimine dönüştürülüp ortak kişi ekinden kurtarılması gerekir.
Lokantanın yemekleri güzel, fakat sıcak değildi.
Bu kez ad cümlelerinde “-di” ekeylemi ortak kullanılmış; fakat yüklemler olumluluk – olumsuzluk açısından uyuşmuyor. “Güzel” yüklemi “-di” ekeylemine bağlanırsa “değil” sözcüğüne de bağlanmış olur. Bu durumda da “… güzel değildi; fakat sıcak değildi.” biçiminde bir bozukluk oluşur, ilk yüklemi “güzeldi” biçiminde kullanmak bozukluğu giderir.
ÖRNEK :Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Eldeki sonuçlar, bugüne değin yanlış bir yol izlendiğini açıkça ortaya koyuyor.
B) Olayla ilgili olarak herkes başka başka şeyler söylüyor.
C) Çoğu kişi, sorunun bir başka çözümünün olmadığı kanısında.
D) Bu tutumuyla ailesine zarar mı veriyor yarar mı anlayamadık. YANIT:D
II. ÖZNE YANLIŞLARI
Bir cümlede öznenin olmaması ya da sıralı cümlelerdeki ortak öznenin cümlelerden biriyle uyuşmaması özne yanlışlarına yol açar:
Kitab, bir gecede bitirince gözlerimi yordu.
Cümlede “yoran ne?” sorusunun yanıtı, yani özne yoktur. Cümleyi iki biçimde düzeltmek mümkündür:
Kitap, bir gecede bitirince gözlerimi yordu.
Kitabı bir gecede bitirince gözlerim yoruldu.
Hiç kimse kurumu düşünmüyor, kendisini düşünüyor.
Bu cümlede ortak özne kullanılmış; fakat ikinci cümle bu olumsuz özneyle anlamca uyuşmuyor, ikinci cümleye “herkes” öznesi getirilince bozukluk giderilir.
Babamın ayakları şişmiş, doğru dürüst yürüyemiyordu.
Ortak özne “şişmiş” ve “yürüyemiyordu” yüklemleri için kullanılmış. İkinci cümlede “babamın ayakları yürüyemiyordu.” gibi bir anlam ortaya çıkmıştır. İkinci cümleye “babam” öznesi getirilmelidir.
ÖRNEK :“Hiçbiri -Ali Suavi’den başka – ülkede bir ayaklanmayı düşünmemiş, Padişaha bağlılığı kutsal bir görev saymıştır.”
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak
belirtilmiştir?
A) İkinci cümleciğin yükleminde özneyle uyum sağlanmamıştır.
B) Birinci cümlecikteki arasöz, gereken biçimde düzenlenmemiştir.
C) Birinci cümleciğin yükleminde özneyle uyum sağlanmamıştır.
D) Birinci cümlecikteki yüklemin sonuna “—dir” eki getirilmemiştir.
“Hiçbiri” sözcüğü olumsuzluk bildiren bir belgisiz adıldır. Özne olduğunda da olumlu yüklemle
kullanılamaz. Oysa bu cümlede iki yüklem için ortak özne olarak kullanılmış ve ikinci yüklemle anlamca uyum sağlamamıştır. İkinci cümleye “hepsi” sözcüğünün özne olarak getirilmesi bozukluğu giderir. Yanıt : A
Özne ile yüklem arasında tekillik – çoğulluk veya kişi uyuşmazlıkları da anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK
Bunun üzerine üyeler, bir an sessizlik içinde kaldılar ve herkes ellerini havaya kaldırarak söz istediler.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) “üyeler” kelimesi kaldırılmalı
B) “ve” kelimesi çıkarılıp yerine virgül (,) konmalı
C) “herkes” kelimesi kaldırılmalı
D) “bunun üzerine” sözü “üyeler” kelimesinden sonra getirilmeli
Cümledeki bozukluk “herkes… söz istediler.”
kullanımından kaynaklanmaktadır. “Herkes” sözcüğü belgisiz adıldır ve özne olduğunda yüklemin tekil kullanılması gerekir. Yoksa tekillik – çoğulluk bakımından uyuşmazlığa yol açar. İlk cümledeki “üyeler”öznesi ikinci yüklemle de uyum sağladığına göre, “herkes” sözcüğünün atılmasıyla bozukluk giderilir. Yanıt: C
ÖRNEK :Resmin kırık camı değiştirildi ve duvardaki yerine asıldı.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle giderilebilir?
A) “kırık” sözcüğü cümleden çıkarılarak
B) “ve” bağlacından sonra “resim” sözcüğü getirilerek
C) “duvardaki yerine” sözü kaldırılıp “duvara” sözcüğü getirilerek
D) “ve” bağlacının yerine virgül (,) konarak
İkinci cümlede özne kullanılmamış; dolayısıyla ilk cümledeki özne, ortak duruma gelmiştir. Bu özneyi ikinci cümleyle düşünürsek “resmin kırık camı duvardaki yerine asıldı” anlamı ortaya çıkmaktadır. Demek ki ikinci cümle ortak özneyi anlamca kabul etmemektedir. Bu cümleye “resim” sözcüğü özne olmalıdır. Yanıt : B
III. TÜMLEÇ YANLIŞLARI
Birden fazla yüklem için ortak düşünülen tümlecin diğer yüklemle uyuşmamasından kaynaklanan bozukluklardır. Bu tür bozuklukları tanımlarken ortak öğe belirlenip yüklemlerin tümüyle düşünülmelidir. Bunların düzeltilmesinde ise uyuşmayan tümlecin yerine, uygun tümleç getirilir:
Çocuklarım babalarını çok sever ve güvenirler. İki yüklem için ortak kullanılan “babalarını” nesnesi ikinci yüklemle uyuşmamaktadır. İkinci yüklemden önce “ona” dolaylı tümleci getirilirse bozukluk giderilir.
Tümleç yanlışlarının iki biçimde adlandırıldığı göz ardı edilmemelidir. Adlandırma yapılırken uyuşmayan öğeden ve bozukluğu giderirken getirilen tümleçten yola çıkmak gerekir. Aşağıdaki örnekte bu adlandırmaları görelim:
Öğrencilere sevgiyle yaklaşır, tek tek ilgilenirdi.
İkinci yüklemle uyuşmayan, dolaylı tümleçtir. Öyleyse bu durumu “tümleç – yüklem uyuşmazlığı” diye adlandırılabilir. Bozukluğu gidermek için ikinci cümleye “onlarla” sözcüğü getirilmeli. Öyleyse bu duruma“ilgeç eksikliği” de diyebiliriz.
İçeriyi temizlemiş ve güzel bir parfüm sıkmış.
“İçeriyi” ortak nesnesi ikinci yüklemle uyuşmamış, ikinci cümleye “içeriye” sözcüğünü getirmek gerekir. Bozukluğu nesne – yüklem uyuşmazlığı ve dolaylı tümleç eksikliği diye adlandırabiliriz.
Tümleç eksikliği diyebileceğimiz bu yanlışların yanı sıra “tümleç artıklığı” da anlatım bozukluğuna yol açar: Çalışanlara bu durumu açıkla ve onlara bir günlük izin ver.
Birinci cümledeki tümleç ikinci yüklemle de uyuşmaktadır. Öyleyse “onlara”sözcüğünün kullanılmaması gerekir.
ÖRNEK
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu, cümlenin uygun bir yerine “ona” sözcüğü eklenerek giderilebilir?
A) Elbiseler dolaplara özenle yerleştirilir, güve yemesin diye elbise aralarına naftalin konurdu.
B) Çocuk bir yandan yaralı kuşa korkuyla bakıyor; bir yandan da onu sevmek istiyordu.
C) Annesi çocuğunun aç olmadığını biliyor; ama yine de pastadan yemesini istiyordu.
D) Ali, arkadaşı Mustafa’yı hem çok seviyor, hem de kimi davranışlarından dolayı kızıyordu.
D seçeneğinde “arkadaşı Mustafa’yı” nesnesi ikinci yüklemle uyuşmamaktadır. İkinci cümleye “ona”dolaylı tümleci getirildiğinde bozukluk giderilir.
ÖRNEK
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Genellikle kitap okuyarak vakit geçiriyorum.
B) Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak desteklemeliyiz.
C) Bu yıl tatilimi İstanbul’da geçirmek istiyorum.
D) Orada, eski arkadaşlarımla görüşeceğim Yanıt B
B’de yan cümlenin dolaylı tümleci, temel cümlenin yüklemiyle uyuşmamaktadır. “Arkadaşlarımızın sorununa desteklemeliyiz.” olmayacağına göre yüklemden sonra “onları” nesnesinin getirilmesi gerekir.
ÖRNEK
Aşağıdaki cümlelerden hangisinden “onu” kelimesi çıkarılırsa cümlenin anlatımı bozulur?
A) Çoğu zaman biçimsel özellikler üzerinde durur, az da olsa onu geliştirmeye çalışırız.
B) Bulunduğu çevreyi inceliyor, onu yazılarında gereç olarak kullanıyor.
C) Fıkranın geleneksel anlamını değiştirmiş, onu daha da zenginleştirmiştir.
D) Yazma sözünden ne anladığımı açıklamak, onu tanımlamak istiyorum.
Uyarıda belirttiğimiz “tümleç artıklığı” B, C, D, seçeneklerinde örneklenmiş. Bu seçeneklerde ilk cümlelerdeki nesneler ikinci cümlelerle de uyuştuğundan “onu” sözcükleri gereksiz kullanılmıştır. A’daki“onu” sözcüğünün çıkarılması ise tümleç- yüklem uyuşmazlığına yol açar. Yanıt: A
IV. TAMLAMA YANLIŞLARI
Ad tamlamalarında eklerin, tamlayan ve tamlananın, gerektiği halde kullanılmaması; bir sıfat ve adın aynı tamlanana bağlanması; birden fazla tamlayan veya tamlanan arasındaki anlam uyuşmazlıkları tamlama yanlışlarına yol açar:
Her öğrenci, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir.
Cümlede “getirmesi” sözcüğü tamlanandır. Bu sözcüğe “kimin” sorusunu yöneltip tamlayanı aradığımızda tamlayan ekinin eksikliği ortaya çıkar, “her öğrencinin” biçimiyle bozukluk giderilebilir.
Sibel’in ve senin görevin bu işi bir an önce sonuçlandırmaktır.
Cümlede tamlayanlar üçüncü ve ikinci kişiliyken tamlanan ikinci tekil kişi ekini almış. Bu durumda “Sibel’in görevin” biçiminde tamlamada kişi uyuşmazlığı oluşmuştur. Tamlananı, bu iki kişiyi karşılayacak biçimde “… göreviniz” diye düzeltmek gerekir.
Kitabını birkaç günlüğüne almıştım.
Bu cümlede ise tamlayanın kaçıncı kişi olduğu belirsizdir. “Kimin kitabım” sorusuna “senin, onun” yanıtları gelmektedir. Tamlayan hangi kişiliyse, bunun belirtilmesi gerekir.
Cümlede belgisiz ve soru sıfatı kullanılmış.
“Belgisiz sıfat ve soru sıfatı” biçiminde kullanılmalıydı; çünkü bir sıfatla bir ad aynı tamlanana
bağlanamaz.
ÖRNEK
Öğrenciyi, düşünmeye ve yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış, eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Dolaylı tümlecin cümlenin başında kullanılmamasından
B) Öznenin birden fazla sözcükten oluşmasından
C) Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından
D) Tamlayan eksikliğinden
Cümlede ” eleştiri yapmasını” bölümü tamlanandır. Buna “kimin” sorusunu yönelttiğimizde tamlayan eksikliği ortaya çıkar. Bu bölüme “öğrencinin” sözcüğünü getirmek gerekir. YANIT: D
ÖRNEK :
Bu yasadan, özel ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir?
A) “yasadan” dan sonra “bütün” sözcüğü getirilerek
B) “ve” sözcüğü kaldırılarak
C) “ve” yerine, “kuruluşlarla” sözcüğü getirilerek
D) “çalışanlar” dan sonra “kesinlikle” sözcüğü getirilerek
“Kamu kuruluşları” belirtisiz ad tamlamasıdır, “özel kuruluşlar” ise sıfat tamlamasıdır, iki sözcük aynı tamlanana bağlandığında “özel kuruluşlarında” anlamı çıkar ve anlatım bozulur. Sıfatı, bu tamlanandan kurtarmak gerekir. Yanıt: C
V. YAPILARI YANLIŞ OLAN SÖZCÜKLER
Sözcüklerin dilbilgisi kurallarına aykırı biçimde yapılandırılmasından kaynaklanan bozukluklardır:
Bu iş değişik yoldan da yapılabilinir.
“Yapabilmek” yeterlik eylemine edilgenlik eki iki kez getirilmiş. Oysa bu eylemde edilgenlik eki ilk sözcüğe getirilir, ikinciye değil. Doğrusu “yapılabilir” dir.
Kimi kışı ve işaret adıllarından, adlaşmış sıfatlardan sonra bir ad geldiğinde virgül kullanılmaması da anlatım bozukluğuna yol açar.
ÖRNEK
“Genç saçlarına ak düşmemiş, şiirimize, hikâyeciliğimize taptaze bir hava getiren isimlerdi bu saydıklarım.”
Bu cümlede hangi sözcükten sonra virgül (,) konursa anlam karışıklığı giderilmiş olur? A) genç B) saçlarına C) hikâyeciliğimize D) getiren
Cümlede “genç” sözcüğünden sonra virgül kullanılırsa anlatım karışıklığı giderilir; çünkü “genç” sözcüğü adlaşmış sıfattır ve bunun arkasından bir isim geldiği için “genç saçlar” gibi ilgisiz bir tamlama oluşmuştur. Yanıt:A
ANLATIM BOZUKLUKLARI
1. “Bu ressamın çizdiği fotoğraflar izleyicilerin beğenisini kazandı.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gereksiz sözcük kullanımı B) Tamlama yanlışlığı
C) Çelişen sözcük kullanımı D) Yanlış anlamda kullanılan sözcük.
2. Aşağıda verilen cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanımından doğan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Soru sorması için konuyu anlaması gerekiyordu.
B) Bu sorunun yanıtını bizden önce bulması gereken kişi sanırım Ali olsa gerek.
C) Gülen yüzler görememenin ezikliğini ancak gülerek gideriyordu.
D) Öğretmenin de bir an konudan uzaklaşması gerekiyordu.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanılmıştır?
A) Okul sıralarında tanışan iki arkadaş yıllarca karşılıklı mektuplaştılar.
B) Tam on iki yıl sonra bir tren istasyonunda karşılaştılar.
C) Birbirleriyle yıllar sonra ilk kez konuştular.
D) Süt fiyatlarının belirlenmesinde anlaşamadılar.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtili nesne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır?
A) Önce ona bağırıp çağırdı, sonra da eleştirdi.
B) Bu sana son uyarım, bir daha işlerini bırakma.
C) Sizi çok aradım ama bulamadım.
D) Yalnız kalamıyorsun; çünkü yalnız kalmayı istemiyorsun.
5. Aşağıda verilen cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Sen herkesten daha şanslıydın; ama beceriksiz çıktın.
B) Başarısını artırma konusunda çalışmaya ama karar verme yetkisine sahip değilsin.
C) İnsan için en zor olan kolayı başaramamak durumudur.
D) Zorluklar, kimi zaman da taş sertliğinde çıkar karşımıza.
6. “Birçok insanlarla görüştüm, onlar olayı doğruladı.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesne – Yüklem Uyuşmazlığı B) Özne – Yüklem Uyuşmazlığı
C) Tamlama yanlışlığı D) Gereksiz sözcük kullanılması
7. “Sizin sevinciniz hepimize yayılır, sarardı.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özne eksikliği B) Nesne eksikliği
C) Özne – yüklem uyumsuzluğu D) Nesne – yüklem uyumsuzluğu
8.Bir sıfat birden fazla ismi niteleyebilir. Ancak sıfatın isimlerin hepsi için uygun olması gerekir. Aksi takdirde bir dil yanlışı ortaya çıkar. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yukarıdaki açıklamaya uygun bir yanlışlıkvardır?
A) Vatandaş mağdur; ancak memura kızgın değildi.
B) Ülkeye hizmet veren, yücelten bu kişileri saygıyla analım.
C) Olayların belirişi ve ortaya çıkışı hepimizi heyecanlandırmıştı.
D) Süzülen gözler, eller ona ayrı bir güzellik veriyordu.
9.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Rubai yazanlarda bir şeye dikkat ettim; bunların çoğu aynı şeyi yazıyor.
B) Sanırım, içeriği bunca belirlenmiş, bunca katılaşmış başka bir nazım türü yok gibi.
C) Yahya Kemal’in kötü şiirleri hangileridir, derseniz; size hemen rubailerini gösterebilirim.
D) Nazım Hikmet’in rubailerini de pek sevemedim.
10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omzuma bir beyaz güvercin kondu
B) Çırpınan kalbimi dinledim bir süre
ve uçmak istedim onunla göklere
C) Ne unutulmaz zamanlar geçiyor.
Ağır ağır biz farkında değilken
D)Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden
Birçok seneler geçti dönen yok seferinden
11.- Tehlikenin nereden geleceğini araştırmak ve bunu önceden bilmek, korkularımızın şiddetini hafifletir.
I II III IV
Bu cümlede numaralanmış sözlerden hangisi atılırsa cümlenin anlamında daralma ya da bozulma olmaz? A) I B) II C) III D) IV
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Birçok sorunla karşılaştım, ve bunların hepsiyle başa çıktım.
B) Son dönemde, günlük türü büyük bir ilgi gör meye başladı.
C) “Günlük” sözcüğü giderek tuttu, kullanımı yaygınlaştı.
D) “Günlük”, insanın içini dökme araçlarından biri oldu.
13. Birinci tekil ve üçüncü tekil kişinin birlikte özne oldukları cümlelerin yüklemleri birinci çoğul kişi olur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir bozukluk vardır?
A) Ben, onu daha dün aradım.
B) Bu konuyu ona açmakta çok acele ettim.
C) O geziyi seninle birlikte düzenlemiştik sanırım.
D) Sınav salonuna en son ben ve o genç kız alındı.
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) İşittiklerimiz bunları doğrular nitelikteydi.
B) Ona aldığım kalem, daha çok benim işime yaradı.
C) Karadeniz ikliminde kışlar az soğuk, yazlar ise çok sıcak değildir.
D) Bilmenizi isterim ki, biz üçüncülüğe bile alışık birtakım değiliz.
15. (I) Düzenli, sakin ve son derece de tekdüze bir hayatları vardı. (II) İki çocukluydular. (III) Kızın adı Nil, oğlanınki Tuna’ydı. (IV) Bu adları onlara ne Gülsen Hanım ne de kocası Deniz Bey vermemişti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) I B) II C) III D) IV
16. Aşağıdakilerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?
A) Yasak olmasına karşılık hâlâ öğrenci dövülüyor olması şaşırtıcı.
B) Yaptıklarına karşın bu ceza az bile.
C) Onca üstelememe karşın kabul etmedi.
D) Thomas Edison, dehanın yüzde biri hüner, yüzde doksan dokuzu ter olduğuna inanırdı.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) Çayı, sigarayı ve kahveyi kesinlikle içmezdi.
B) Söylediklerimden bir şey anlamıyor, her şeye garip garip gülüyordu.
C) Gazeteden, radyodan, televizyondan aynı haberi dinledik.
D) Gitmeden önce şöyle bir yemek yiyip çay içelim.
18. “Hiç kimse beni bu konuda suçlayabilemez.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yanlış yerde kullanılan sözcük
B) Gereksiz sözcük kullanımı
C) Çelişen sözcük kullanımı
D) Dilbilgisi kurallarına aykırı oluşturulmuş sözcük kullanımı
19. Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir kişi zamiri getirmek gerekir?
A) Ankara’dan taşınacağını duydum. B) Bu filmi birlikte seyretmiştik.
C) Sınavı kazanmana çok sevindim. D) Aldığın kazak gerçekten çok güzel.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden “onu” sözcüğü çıkarılırsa cümlenin anlamı bozulur?
A) İstediği her şeyi yaptım, yine de onu memnun edemedim.
B) Yeni aldığı arabayı çok seviyor, onu gözü gibi koruyordu.
C) Sözünü ettiğin romanı ben de okudum ve onu herkese tavsiye ettim.
D) Arkadaşını daha yeni tanıdım ama onu çok sevdim.
1-D,2-B,3-A,4-A,5-B,6-C,7-B,8-D,9-B,10-D,11-C,12-C,13-D,14-C,15-D,16-C,17-C,18-D,
19-A,20-A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder